Türkiye’de Elektrikli Araç Oranı Rekor Kırdı

Türkiye’de otomotiv sektörü tarihsel bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Elektrikli araçların (EV) yükselişi artık istatistiklere net şekilde yansımış durumda. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın son verilerine göre, Türkiye’de trafiğe kayıtlı her 1000 otomobilden 15’i elektrikli. Bu oran, sessiz fakat güçlü bir dönüşümün ayak sesleri olarak yorumlanıyor.

Son beş yılda hem globalde hem de Türkiye özelinde hızlanan yeşil ulaşım trendi, çevre dostu araç teknolojilerinin yaygınlaşmasını beraberinde getirdi. Özellikle büyükşehirlerde, hava kirliliğini azaltma politikaları, teşvik programları ve artan çevre bilinci, elektrikli araçların önünü açtı.

2020 yılında trafikteki elektrikli otomobil sayısı 20 binin altındayken, bu rakam 2025 itibarıyla 200 bin sınırını aştı. Bu da yaklaşık 10 katlık bir artışı işaret ediyor. TOGG’un piyasaya çıkışı, Tesla’nın Türkiye’ye resmi girişi ve Çin menşeili uygun fiyatlı elektrikli modellerin pazara dahil olması, tüketici tercihlerini ciddi şekilde değiştirdi.

Elektrikli otomobil tercih eden sürücüler yalnızca doğaya katkı sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda bakım maliyetlerinden de ciddi oranda tasarruf ediyor. İçten yanmalı motorlu araçlarla kıyaslandığında, elektrikli araçların motor aksamı daha az parça içerdiğinden, arıza riski düşük, bakım masrafları daha az ve enerji tüketimi daha verimli.

Ancak Türkiye’deki bu yükselişe rağmen altyapı eksiklikleri hâlâ önemli bir sorun. Özellikle kırsal bölgelerde şarj istasyonu yetersizliği, uzun menzilli seyahatlerde sürücüler için planlama zorlukları yaratıyor. Türkiye genelinde yaklaşık 8 binin üzerinde şarj noktası bulunuyor. Bu sayı artmakla birlikte Avrupa ortalamasının gerisinde.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yayımladığı strateji belgelerinde ise 2030 yılına kadar trafikteki her 100 otomobilden en az 30’unun elektrikli olması hedefleniyor. Bu hedef doğrultusunda kamu destekli şarj altyapı yatırımları hız kazandı.

Sektör uzmanları, bu oranın daha da artması için vergi teşviklerinin artırılması gerektiğini belirtiyor. Özellikle ÖTV muafiyetleri, ithalat vergilerinin düşürülmesi ve yerli üretime verilen teşviklerin yaygınlaştırılması, fiyat bariyerini aşmak adına önemli.

Elektrikli araç kullanımının artması, enerji sektörüyle de doğrudan ilişkili. Bu yüzden yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrikli araç şarj sistemlerine entegre edilmesi, karbon ayak izinin gerçekten azaltılması açısından kritik önemde.

Sonuç olarak Türkiye, otomotiv tarihinde yepyeni bir sayfa açıyor. Elektrikli araçlar yalnızca bireysel tercih değil; çevresel sorumluluğun da bir yansıması olarak kabul ediliyor. Bu dönüşümün kalıcı olması, yalnızca teknoloji değil, toplumun tüm kesimlerinin katkısıyla mümkün olacak.

Related Posts

  • 5 views
Türkiye’nin İlk Yerli Elektrikli Uçağı Uçuş Testini Başarıyla Geçti

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteklediği yerli elektrikli uçak prototipi, Eskişehir’de ilk test uçuşunu gerçekleştirdi. “ElektroTürk-1” adı verilen uçak, 1 saat süren test uçuşunda 100 kilometrelik menzili başarıyla tamamladı. Uçak, tamamen…

  • 5 views
WhatsApp’a Zamanlanmış Mesaj Özelliği Geldi – İşte Detaylar

Meta’dan devrim niteliğinde güncelleme: Artık mesajlar ileri tarihe planlanabilecek. Dünyanın en çok kullanılan anlık mesajlaşma uygulaması WhatsApp, kullanıcılarına yeni bir özellik daha sundu. Bugünden itibaren sunulmaya başlanan güncelleme ile kullanıcılar,…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir