
B-2 Operasyonu: ABD Tarihinin En Büyük Hava Taarruzunun Şifreleri Ne? ORTADOĞU UZMANI: Muhammed Erdemir’in Yorumu
ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) açıklamasına göre, İran’daki nükleer tesislere yönelik yapılan hava harekâtı, Amerikan askeri tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir operasyon olarak kayıtlara geçti. Peki, 125’ten fazla savaş uçağının havalandığı bu devasa saldırı ne anlama geliyor? Şifreleri birlikte çözümleyelim.

Tarihi Operasyonun Kalbinde: B-2 Bombardıman Uçakları
Pentagon’un resmi açıklamasına göre operasyonun bel kemiğini, görünmezlik özelliğiyle bilinen B-2 Spirit bombardıman uçakları oluşturdu. Fordow Nükleer Tesisi’ne iki adet GBU-57 MOP (Massive Ordnance Penetrator) yani sığınak delici bomba atan bu uçaklar, neredeyse 60 metre kalınlığındaki beton yapıların bile içini delip geçebilecek güçte.

Bu saldırı sadece teknik olarak değil, stratejik mesaj anlamında da oldukça yüklü: “Nükleer kartlarınızı oynamaya kalkarsanız, biz masayı dağıtırız.” Bu, sadece İran’a değil; dolaylı olarak Rusya, Çin ve Kuzey Kore’ye de gönderilen bir mesaj niteliğinde.
Operasyonun Derinliği: Hedefte Sadece Binalar Değil, Bir Doktrin Vardı
ABD’nin 14 adet MOP bombasını iki farklı nükleer tesise yönlendirmesi, tesadüfi bir taktik değil. Bu hedefler, İran’ın nükleer programının kalbi olan Fordow ve Natanz tesisleriydi. Bu, sadece “altyapıyı yok etme” operasyonu değil; İran’ın nükleer caydırıcılık kapasitesini en baştan silme hamlesiydi.

Operasyonun içinde yer alan Tomahawk füzeleri ise dikkat çekici bir detay. Özellikle İsfahan’daki askeri üsse son darbeyi vuran bu füzeler, sürpriz unsurunu koruma amacı taşıyordu. Yani ABD, İran hava savunma sistemleri aktif hale gelmeden çoktan hedefi vurmuştu.
Çok Katmanlı Saldırı: B-2 Havadan, Denizin Altından, Uydudan…
Bu operasyonun teknik açıdan dikkat çeken bir diğer boyutu, çoklu platform kullanımında yatıyor. Dördüncü ve beşinci nesil savaş uçakları, düzinelerce yakıt ikmal uçağı, denizaltıdan fırlatılan güdümlü füzeler, istihbarat ve keşif uçakları… Ve elbette bunların tümünü koordine eden bir dijital savaş mimarisi.

Bu; klasik bir bombardıman değil, sibernetik üstünlüğün fiziksel alanda vücut bulmuş haliydi.
Pentagon’un Açıklaması Ne Anlama Geliyor?
Pentagon’un “Tam teyakkuzdayız ve İran’ın herhangi bir misillemesi büyük hata olur” şeklindeki açıklaması, hem caydırıcılığı hem de hazırlığı ortaya koyuyor. Bu açıklama, bölgede vekil güçler üzerinden yürütülebilecek bir misillemeye karşı da önleyici bir doktrin ortaya koyuyor.

Bu noktada, “vekalet savaşlarının” ön safhaya çekildiğini söylemek mümkün. Hizbullah, Haşdi Şabi ya da Yemen’deki Husi milisleri üzerinden yapılabilecek karşılıklar, ABD’nin hedefinde olabilir.
Sonuç: Yeni Bir Doktrinin Ayak Sesleri
Bu operasyonla birlikte ABD, sadece İran’a değil, küresel rakiplerine de net bir mesaj gönderdi: “Biz hâlâ dünyanın en sofistike askeri gücüne sahibiz ve gerekirse nükleer altyapınızı saatler içinde haritadan silebiliriz.”
Peki, bundan sonra ne olacak?
İran’ın vereceği tepki kadar, Çin’in ve Rusya’nın bu olaya nasıl yaklaştığı da büyük önem taşıyor. Ortadoğu’da zaten kırılgan olan denge, şimdi iyice sarsılmış durumda. Yeni bir soğuk savaş mı başlıyor, yoksa kontrollü bir güç gösterisi mi izliyoruz? Bunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.