Bolu’nun gözde turizm merkezlerinden birinde yaşanan Grand Kartal Otel yangını, sadece can kayıplarıyla değil, geride bıraktığı acılar ve tanık ifadeleriyle de Türkiye’yi yasa boğdu. 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı bu büyük felaketin yargı süreci devam ederken, mahkemede ortaya çıkan ifadeler yaşanan ihmalleri ve travmaları bir kez daha gün yüzüne çıkardı.

Mahkeme Salonunda Gözyaşları Sel Oldu

Yangınla ilgili açılan davanın 6’ncı duruşma günü, Bolu Adliyesi‘nde görüldü. Duruşmada müşteki sıfatıyla ifade veren 19 yaşındaki Sevgi Selvi, olay anında yaşadıklarını anlatırken salonu hıçkırıklar bastı.

“Biz odamızda, banyoda ölümü bekledik. Ağzımızı ıslak bezle kapatmıştık” diyen genç kadın, yangının nasıl bir kâbusa dönüştüğünü anlatırken şu ifadeleri kullandı:

“Ben oraya her sene giderim. Oteli çok iyi biliyorum. Alarm çalmadı. Yangın anında hiçbir sistem devreye girmedi. Banyoda nefes almak bile zordu. O an anneme, babama içimden veda ediyordum. Sessizce nasıl sevdiğimi söyleyebilirim diye düşündüm. Çünkü artık çıkamayacağımızı düşündük.”

Selvi, kaldıkları odada yaşadıkları panik anlarını detaylı şekilde aktarırken, “Birilerinin camı kırdığını gördüm. 8027 numaralı odaya koştum. Orada çarşafları bağlayarak aşağı inmeye çalıştık. 10 kişi vardık, 10’umuz da hayatta kaldık. Ama Doruk öldü. Allah bana ikinci bir yaşam verdi” diyerek hayatta kalma mücadelesinin nasıl bir mucizeye dönüştüğünü anlattı.

“Sisli Havalarda Duramıyorum, İs Kokusunda Donuyorum”

Genç müşteki, olayın ardından yaşadığı travmalara da değindi:

“Kapım çalındığında o geceyi yaşıyorum. Sisli havalarda duramıyorum. İs kokusu bana o geceyi hatırlatıyor.”

Bu ifadeler, sadece fiziki değil psikolojik yaraların da ne denli derin olduğunu gözler önüne serdi.

“Bir Poşete Koymuşlar… Kefen Bile Nasip Olmadı”

Duruşmada en ağır ifadelerden biri, yangında ailesini kaybeden Ayşe Ekici‘ye aitti. Olayda oğlu Süleyman, gelini Seden Nurgül ve torunları Ela ile Buse’yi kaybeden acılı kadın, salonda gözyaşlarına boğularak şunları söyledi:

“Ben dört evladımı kaybettim. Bir günlüğüne tatile gittiler, ikinci gün yandılar. 20 saat onları aradık. Bize DNA istediler. Oğlumu bir poşete koymuşlar. Kefen bile nasip olmadı. Tabutla gömdük çocuklarımızı. 6 aydır evden çıkmıyorum. Biz yas tutarken onlar keyif yapmış. Böyle vicdansızlık olur mu?”

19’u Tutuklu 32 Sanık Yargılanıyor

Bolu Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili açılan dava kapsamında 19’u tutuklu toplam 32 sanık, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek” suçlamasıyla yargılanıyor.

Sanık savunmaları önceki günlerde tamamlanmış, 6’ncı günde müştekilerin beyanlarına geçilmişti. Duruşmalarda ortaya çıkan ifadeler, otel yönetimi ve yangın güvenliği açısından büyük ihmal iddialarını gündeme getiriyor.

Yangında Neler Olmuştu?

2025 yılı başlarında Bolu’da bulunan Grand Kartal Otel’de sabaha karşı çıkan yangında yangın alarm sistemlerinin çalışmadığı, yağmurlama sistemlerinin devrede olmadığı, otelin tahliye planının ise “kâğıt üstünde kaldığı” öne sürülmüştü.

Kurbanlar çoğunlukla üst katlardaki odalarda duman zehirlenmesi sonucu yaşamını yitirmişti. Bazı kişiler, camlardan çarşaf sarkıtarak inmeye çalışmış, bazıları ise maalesef bu çabalarında hayatlarını kaybetmişti.

Mahkemeden Beklenen: Adalet ve Hesap

Kamuoyu, yaşanan büyük kayıpların ardından davanın adaletli sonuçlanmasını bekliyor. “İhmal mi vardı, yoksa cinayet gibi bir sistemsizlik mi?” sorusu, duruşmalar boyunca tekrar tekrar dile getiriliyor.

Bu yangın, Türkiye’de otel güvenliği ve afet hazırlıkları konusunda ciddi bir tartışma başlatmış durumda.