
Yekaterinburg’da yaşanan polis baskını sonrası iki Azerbaycan vatandaşının işkenceyle öldürülmesi, Azerbaycan ile Rusya arasında diplomatik bir krize yol açtı. Gerilim, yalnızca ölümlerle sınırlı kalmadı; Azerbaycan diasporasının tanınmış isimleri de Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından hedef alındı.

27 Haziran’da Rusya’nın Sverdlovsk bölgesine bağlı Yekaterinburg kentinde gerçekleştirilen bir güvenlik operasyonunda gözaltına alınan Azerbaycan uyruklu Hüseyn Seferov (59) ve kardeşi Ziyaddin Seferov (55), iddiaya göre işkence sonucu hayatını kaybetti. Her iki kişi de küçük çaplı ticaret ve taksicilikle uğraşıyorlardı. Rus güvenlik güçlerinin operasyonu sırasında yaşanan olay, bölgede yaşayan Azerbaycan toplumunda ve Bakü’de büyük infial yarattı.
Adli Tıp Raporları: Travma ve Şiddet Açıkça Görülüyor
Azerbaycan Başsavcılığı’nın resmi açıklamasına göre, Hüseyn Seferov’un polis merkezinde, Ziyaddin Seferov’un ise gözaltı aracında aldığı ağır darbeler sonucunda yaşamını yitirdiği belirtildi. Adli tıp raporları, Seferov kardeşlerin her birinin vücutlarında çok sayıda darbe, kaburga kırığı ve iç kanama izleri bulunduğunu ortaya koydu. Ölüm nedenleri travmatik ve hemorajik şok olarak kaydedildi. Bu bulgular, işkence iddialarını daha da kuvvetlendirdi.

Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan diğer Azerbaycan kökenli dört kişinin de benzer şekilde darp edildiği, vücutlarında ciddi derecede fiziksel travma bulunduğu ve halen hastanelerde tedavi altında oldukları bildirildi.
Diasporaya Yönelik Baskılar: Şıxlinski Ailesi de Hedefte
Yekaterinburg’da yaşayan Azerbaycan diasporasının önde gelen isimlerinden Şahin Şıxlinski ve oğlu Mutvali Şıxlinski, olayların ardından Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından gözaltına alındı. Trend haber ajansına konuşan Mutvali Şıxlinski, kendisinin kısa süreli alıkonulduğunu ancak daha sonra serbest bırakıldığını açıkladı. Babası Şahin Şıxlinski’nin ise Sverdlovsk Bölgesi Soruşturma Komitesi’ne götürüldüğü ve şahit statüsünde sorgulandığı ifade edildi.
Azerbaycan kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu gelişmeler, yalnızca bir polis operasyonunun ötesinde, Azerbaycan kökenli bireylere yönelik sistematik baskı izlenimi yarattı. Azerbaycan Dışişleri yetkilileri, diasporaya yönelik bu müdahalelerin “orantısız güç kullanımı” kapsamında değerlendirildiğini ve hukuki takip başlatıldığını duyurdu.
Bakü’den Sert Misilleme: Gazetecilere Gözaltı, Kültürel Ambargo
Azerbaycan yönetimi olaylara yalnızca kınama düzeyinde yanıt vermekle kalmadı; misilleme niteliğinde adımlar attı. İlk olarak Bakü’de faaliyet gösteren Rusya vatandaşlarından oluşan organize suç örgütü üyeleri gözaltına alındı. Ardından, Rus devlet haber ajansı Sputnik’in Azerbaycan’daki ofisine baskın düzenlendi ve üç Rus gazeteci gözaltına alındı. Olayla ilgili detay verilmemekle birlikte, bu işlemlerin Azerbaycan’ın iç güvenlik yasaları çerçevesinde yürütüldüğü bildirildi.
Aynı zamanda Azerbaycan Kültür Bakanlığı, ülkede planlanan tüm Rus kültürel etkinliklerini süresiz olarak iptal ettiğini açıkladı. Bu karar, daha önce kapatılan “Rus Evi” (Rusya Kültür Merkezi) adımıyla birlikte, Azerbaycan’ın Rusya ile kültürel ilişkileri askıya alma politikasının yeni bir göstergesi olarak değerlendirildi.
Gerilimin Arka Planında Uçak Krizi ve Diplomatik Soğukluk Var
Azerbaycan-Rusya gerilimi bu son olaylarla başlamış değil. 25 Aralık 2024’te, Azerbaycan’a ait bir yolcu uçağı, Rus hava sahasındayken yerden açılan ateş sonucu hasar almış ve Kazakistan’ın Aktau kenti yakınlarına acil iniş yapmak zorunda kalmıştı. Olayın ardından Bakü yönetimi Rusya’dan özür ve sorumluların cezalandırılmasını talep etmiş ancak bu talepler yanıtsız bırakılmıştı.

Bu gelişmelerin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Mayıs 2025’te Moskova’da düzenlenen 2. Dünya Savaşı zaferinin 80. yılı törenlerine katılmamış; bu da iki ülke arasındaki diplomatik soğukluğun simgesel bir işareti olarak yorumlanmıştı.
Resmi Moskova Sessizliğini Koruyor
Tüm bu gelişmelere karşın Rusya’dan henüz net bir açıklama yapılmış değil. Kremlin, Dışişleri Bakanlığı ve FSB yetkilileri konu hakkında yorum yapmaktan kaçınıyor. Ancak uzmanlar, Bakü’nün attığı diplomatik ve operasyonel adımların Rus tarafında da dikkatle izlendiğini ve önümüzdeki günlerde Moskova’dan da yeni hamleler gelebileceğini öngörüyor.
Azerbaycan tarafı ise, başta Seferov ailesi olmak üzere, tüm mağdurlar için uluslararası hukuki mücadele sürecini başlatacağını vurguluyor. Diplomatik çevrelerde bu krizin kısa sürede sona ermeyeceği ve iki ülke arasındaki ilişkilerin uzun vadede yeniden tanımlanacağı konuşuluyor.